Estetik amaçlı yapılan dolgu (hyalüronik asit) uygulaması yüzde daha genç ve sağlıklı bir görünüm elde edilmesini sağlar. Yer çekimi, güneş ışınları ve yıllar süren, gülümseme, çiğneme ya da gözleri kısarak bakmak gibi çok çeşitli yüz kası hareketlerinin etkisi yaşlanmayla birlikte yüzümüzde belirginleşmeye başlar.
Derimiz dolgun göründüğünde daha genç ve sağlıklı görünürüz. Ancak zamanla yüzümüzün genç ve dolgun görünmesini sağlayan cilt altı dokular bütünlüklerini kaybeder ve böylelikle yüzümüzde kas hareketlerinin gerçekleştiği bölgelerin üzerinde kırışıklıklar oluşur. Bu etkenlerin oluşturduğu kırışıklıklara dolgu uygulaması en iyi çözüm olmaktadır.
Dolgu maddesi olarak ne kullanıyorsunuz?
Kullandığımız çeşitli ürünler vardır. Ancak bugün en sık kullandığımız madde hyalüronik asittir. Hyalüronik asit farklı firmaların ürettiği farklı markalar halinde piyasada bulunabiliyor. Bunlar arasında Juvéderm, Surgiderm, Restylane ve Teosyal sayılabilir. Biz hastalarımızda genellikle Juvéderm kullanıyoruz.
Farklı dolgu maddeleri var mı?
Piyasada farklı farklı dolgu maddeleri vardır. Bunları kalıcılıklarına göre üç farklı tipe ayırmak mümkün:
-
Geçici dolgu maddeleri:
Günümüzde en sık kullanılan dolgu maddesi olan hyalüronik asit geçici bir madde olmakla birlikte en güvenilir olanıdır. Kalıcılıkları 8-10 ay arasında değişir.
-
Uzun süreli kalan dolgu maddeleri:
Bu ürünler arasında kalsiyum hidroksiapatit içeren Radiesse markası ve poli-L-laktik asit içeren Sculptra markası sayılabilir. Bu dolguların kalıcılıkları 2 yıl civarındadır.
-
Kalıcı dolgu maddeleri:
Dolguların kalıcılıkları arttıkça güvenilirlikleri azalmaktadır. Bu nedenle kalıcı dolgu maddelerini riskli görür ve nadiren uygularız. Bu maddeler plastik, metilmetakrilat veya sıvı silikon içerirler.
Neden hyalüronik asit tercih ediliyor?
Hyalüronik asit vücudumuzda hücrelerin arasındaki dokuda doğal olarak zaten var olan bir maddedir. Dışarıdan uygulanan hyalüronik asit preparatları da vücudumuzdakine benzer bir maddedir. Bu nedenle doğal bir uygulama sayılabilir. Herhangi bir alerjiye neden olmaz.
Dolgu maddeleri kalıcı mıdır?
Maalesef kalıcı değildir. Daha önce de belirttiğimiz gibi uyguladığımız maddelerin kalıcılıkları 8-10 ay arasında değişir. Ancak bu da uygulamaya bir esneklik kazandırır.
Hyalüronik asit uygulamaları nerede yapılır?
Bu uygulamalar muayenehane ortamında yapılır. Sizi günlük yaşantınızdan alıkoymaz. Hemen normal yaşantınıza dönebilirsiniz.
Hyalüronik asit uygulamaları ağrılı mıdır?
Hyalüronik asit preparatlarının içinde aynı zamanda ağrıyı azaltacak anestetik maddeler bulunmasına karşın uygulama sırasında enjeksiyonun yapıldığı yerde hafif bir ağrı duyabilirsiniz. Ancak bu ağrıyı azaltmak için o bölgeye anestezi uygulayan kremler kullanılır. Daha fazla ağrıya neden olan dudaklarda veya derin kırışıklıklarda lokal anestezi uygulanabilir.
Yüzde nerelere uygulama yapılır?
Yüzde dolgu maddeleri en sık yanaklar ile dudaklar arasında oluşan derin çöküklüğe uygulanır. Bundan başka kaşlar arasındaki dikine çizgiler ve dudak köşeleri sıklıkla uyguladığımız alanlardır. Göz kenarındaki kaz ayakları, dudaklar üzerindeki ince yarıklarada ince dolgular uygulanır. Çene hattına, elmacık kemiklerine ve yanaklara da yüzü şekillendirmek amacıyla kalın dolgular uygulanır.
Yüz bölgesi dışında başka bölgelere de dolgu yapılıyor mu?
Dolgu maddeleri meme büyütme, kalça büyütme veya vücut şekillendirme amaçlı da kullanılabilir. Eğer memede elde edilmek istenen büyüme fazla değilse ve cerrahi bir girişim istenmiyorsa bu durumda hastalara dolgu işlemi uygulanabilir. Ancak uygulamanın geçici olması ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle bu pek de tercih edilen bir durum değildir.
Uygulamanın ardından ne gibi olumsuzluklarla karşılaşabilirim?
Uygulamanın en önemli riski abartılı ve doğal olmayan görünümdür. Güvenilir ellerde nadiren yaşayacağınız böyle durumda memnun kalmadığınız bir sonuçla karşılaştığınızda bu görünümün geçici olduğunu düşünebilirsiniz. Bunun dışında nadiren de olsa hyalüronik asite alerjik reaksiyon gelişebilir. Sonuçta bu uygulama bir yabancı cisim uygulaması olması nedeniyle enfeksiyon nadir de olsa görülebilir.