Memeye yağ transferi, estetik cerrahide yoğun ilgi görmekle birlikte, bu konu ile ilgili tartışmalar sürmektedir. Vücudun bir bölümünden yağın alınarak, başka yerlere yerleştirilmesi sihirli bir işlem olarak görünmektedir.
- Hastalara son derece cazip gelen bu işlemin acaba endişe edilecek bir yönü var mıdır?
- Özellikle ne zaman yağ enjeksiyonu göğüs büyütmeyi desteklemek için kullanılır ?
Bu konu ile ilgili tartışmalara açıklık getirmek istemekteyiz.
Yüz ve vücut şekillendirme, göğüs ve kalça büyütme işlemlerinde yağ transferi en çok tercih edilen yöntemlerden biri olmaktadır. Bu işlem sadece estetik cerrahlar tarafından gerçekleştirilebilir.
Vücutta yağ depolanmasının olduğu karın, bel ve uyluk bölgelerinden yağın alınarak, kalça ve göğüste yeni kontürler elde edilebilmesi bu yöntemin büyük bir avantajıdır. Memeye yağ transferi söz konusu olduğunda uygulamanın ciddi dezavantajları sorgulanmakta ve endişeler büyümektedir.
Estetik cerrahide memeye yağ transferi yaptırmak gerçekten tartışmalı bir durum olarak açıklanır.
Bu işlem mikro kireçlenmeye (mikrokalsifikasyon) neden olmakta ve sonrasında gereksiz biyopsilere başvurulabilmektedir.
Artık bu söylentilerin hepsi ortadan kaldırıldı ve bu yöntem estetik cerrahlar tarafından büyük oranda kabul görmektedir.
Bütün cerrahlar, kök hücrelerinde doğuştan gelen gücü fark ettiler.
Yağ kökenli kök hücreler, rejeneratif (yenileyici) etkilerinden dolayı çok tercih edilmektedir ve birçok estetik cerrah bu işlemi rutin olarak kullanmaktadırlar.
Çalışmalar ve sonuçlar yağ hücrelerinin rejeneratif özelliklerinin çok gerçekçi olduğunu gösteriyor olsa da, ASC’lerin (yağ kökenli kök hücreler ) ile ilgili çalışmalar geleceğe yönelik olarak zenginleşmektedir.
FDA (Food and drug adminstration) , ASC’leri (yağ kökenli kök hücreleri) üzerindeki bazı şüpheleri ortadan kaldırmamakla beraber, potansiyel bir ilaç olarak görmektedir
FDA’in bu işlem ile yağ kökenli kök hücrelerin bir ilaca dönüştürüldüğünü açıklamaktadır. Buna da izin verip vermeyecekleri henüz netlik kazanmamıştır.
Yağ dokusunun içinde bulunan kök hücreler iyi bir sonuç yaratabilir. Prosedürün amacı pürüzsüz kontür için sadece kişinin kendi dokusuyla hacmi değiştirmektir. Üretilen ürün zamanla, kişinin kendi yağ hücreleri ve dokuları ile birleşip yaşayacaktır.
Bu durum; hem hastaları hem de cerrahları heyecanlandırmaktadır.
İşlem sırasında en önemli detaylardan biri yağı alıp, aktarırken yağın zarar görmemesidir. Yağ dokusu kendi vücudundan çıkarıp işlemden geçirilerek tekrar kişinin göğsüne yeniden aktarılıyor.
FDA’in endişelerinin ötesinde, cerrahlar ve tıp bilimcileri bir süredir, memeye yağ transferi‘ nin ile tıbbi sorunlara ve hatta kansere neden olabileceğini ileri sürmektedirler.
Haberlerden duyduklarınıza göre, göğüste kök hücre kullanarak potansiyel olarak kanserojen olan bir organı uyarmaktasınız ve bu konu uzun zamandır insanları endişelendirmektedir. Fakat bunun olmayacağı kanıtlanmıştır.
İlginçtir ki göğüs rekonstrüksiyonu ameliyatında, zaten yağ kullanılmakta ve kanserden etkilenen alanlara işlem uygulanarak üstün bir sonuç elde edilmektedir. Kanserden arındırma ve estetik meme cerrahisi uygulamaları aynı değildir, bu nedenle rekonstrüksiyon benzersizdir.
Kelimenin tam anlamıyla boşlukları ve deformasyonları doldurmak için, yağ gibi bir araca sahip olmak, hastaları böyle bir sıkıntıdan sonra tekrar mutlu edebilmektedir.
İlginç olan meme kanseri hastalarında yağ rejenerasyonunu kullanmamızdır. Bu hastalar zaten meme kanseri olduğu kanıtlanmıştır yine de memenin yeniden canlandırılması ve yenilenmesi için yağ kullanıyoruz, bu nedenle bu argüman mantıklı değil.
Bu konu ile ilgili araştırmalar devam etmektedir ve meme kanseri hastalarını yeniden yapılandırmak için yağ kullanılmaktadır. Bu şartlar altında meme büyütme de kullanılması kesinlikle mantıklıdır.
Kök hücrelerin arkasındaki bilim günden güne daha da ilerlemekte ancak henüz net bir sonuç ortaya çıkmamıştır.
Şu an olduğu gibi, yağ aktarımı kayıp hacmi düzelttiği için, şaşırtıcı sonuçları vardır. Bu nedenle cerrahlar ve hastalar mükemmel sonuçlara odaklanmaktadırlar.